2030’a çeyrek kala Ulu önder Atatürk’ün vefatıyla Yüce Türk Milleti, derin bir boşluğa düştü. Süregelen rahatsızlığına rağmen Ulus hazır olamadı ve 10 Kasım 1938 ülke tarihine kara bir sayfa olarak etiketlendi. Ülke gidişatında uzun bir süre Atatürk etkisi devam etse de, Kurucu kadro aynı feyz ve ışığı maalesef yakalayamadı, ülke ancak 12 yıl kadar direnç…
Kategori: Tam bağımsızlık
Atatürk dönemi emperyalizmle savaş
(3447 kelime, okuma süresi: 21 dakika, uzun yazı) Yayılmacı, sömürücü, işgal edici, kaynaklara el koyucu, kan emici emperyalizm, haksız gayeler ve davalar uğruna, ulusların tahakküm altına alınması manasını ifade eden, mazlum devletlere uygulanan eskimez zulümdür. Fikir ve sistemlerin zorla tesisine, kaynak ve imkanların zorla ele geçirilmesine, ideoloji transferlerine vesile olarak küresel üst akıl tarafından ortaya…
Atatürk dönemi kapitalizm ile mücadele
(Uzun yazı, 2854 kelime, okuma süresi : 18 dakika) Sermaye ve finans ağırlıklı olarak ülke ekonomilerine egemen olmak suretiyle imtiyazlar elde etmek gayesi, emperyalizmin alt fonksiyonudur. Kredi, faiz, kur oyunlarıyla ithalattan ihracata kadar tüm mali alanlarda kendi sistem ve gereklerine uygun alt sistemler yaratmak hevesindeki kapitalizm, ülke egemenliklerini de ekonomi ve ticaret üzerinden bu sayede…
Atatürk ile kimleri ve neleri yendik?
Yıl 1922… Türkiye, emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık savaşını kazanmış, sıra zaferin Lozan’da tesciline gelmişti. Yaklaşık 8 ay boyunca süren müzakerelerin tıkandığı bir noktada, Lord Curzon İsmet Paşa’ya şöyle demişti: “Konferansta bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi; makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın, kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu…
Atatürk’e göre global kurtuluşun yolları
Global dünyanın modern yüzünü Atatürk şöyle anlatıyordu; “En uzakta zannettiğimiz bir olayın bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve her milleti bunun bir organı saymak gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar etkilenir. Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne dememeliyiz.” (17 Mart 1937) Sanayi Devrimi’nden…
Lozan’ın yüzüncü yılı
Yıl 1922… Türkiye, emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık savaşını kazanmış, sıra zaferin Lozan‘da tesciline gelmişti. Yaklaşık 8 ay boyunca süren müzakerelerin tıkandığı bir noktada, Lord Curzon İsmet Paşa’ya şöyle demişti: “Konferansta bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi; makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın, kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu…
Atatürk ve Madenlerimiz
“Üzerinde yaşadığımız vatanın servet kaynaklarını işletmek ve bu yolla geleceğimizi açmak ve aydınlatmak için alınabilecek olan her önleme başvurulacaktır.” 1931 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s. 552) “Türkiye’de devlet madenciliği, millî kalkınma hareketiyle yakından ilgili önemli konulardan biridir.” 1937 “Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarından biri de kamu yararını doğrudan doğruya ilgilendirecek ekonomik kuruluşları ve girişimleri, malî ve teknik kudretimizin…
Kapitülasyonlar – en ağır prangalar
Osmanlı yükseliş dönemlerinde kapitülasyonları lütuf olarak bahşetmekteyken, duraklama ve çöküş dönemlerinde sadece borç almamış, verdiği tavizlerle dert almıştı. Alınan borçlar; doğru hesaplanmadığı, doğru yerde kullanılmadığı, israf edildiği ve üretime sevk edilemediği için de sürekli artarak devletin elini kolunu bağladı. Nihayet içine düşülen aciz durum, alınan her bir borca karşılık taviz ve imtiyaz verilmesine sebep oldu….
Atatürk’e göre Milli Egemenlik
Kolektif zekâ her zaman bireysel zekâdan üstündür. Bu nedenleydi ki Atatürk, “Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur” ilkesi ile yola çıkmıştı. Bunu derken bütün Ulusların ileri, yenilikçi, uygar, kendi kendilerini yönetmelerini, özgürlükçü ve parlamenter bir düzen içinde yaşamalarını, kalkınmalarını ve ulusal çıkarlarına karşılıklı saygı duymalarını öngörmekteydi. Acı işgal günlerinde, önemli devlet adamlarının da hazır bulundukları toplantıda herkes,…
Atatürk’e göre bağımsızlık ve özgürlük
O’nun Ulus’una öğrettiği ilk şey tam bağımsızlık ve hürriyet fikriydi. Umutla gelen bu inanç diğer gayretlerinde nüvesini teşkil etmekteydi ve bağımsız olamamış bir ülkede hiçbir medeni adımın atılamayacağını çok iyi bilmekteydi. “Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır” diyen Atatürk daha kurtuluş yıllarında “Millî müdafaamızı; düşmanların bayrakları, babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabetleri…