2030’a çeyrek kala Ulu önder Atatürk’ün vefatıyla Yüce Türk Milleti, derin bir boşluğa düştü. Süregelen rahatsızlığına rağmen Ulus hazır olamadı ve 10 Kasım 1938 ülke tarihine kara bir sayfa olarak etiketlendi. Ülke gidişatında uzun bir süre Atatürk etkisi devam etse de, Kurucu kadro aynı feyz ve ışığı maalesef yakalayamadı, ülke ancak 12 yıl kadar direnç…
Etiket: Cumhuriyet
Oyun dün de aynıydı bugün de aynı
Oyun dün de aynıydı bugün de aynı Yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz müsibetlerin Kurtuluş savaşı öncesinde yurdumuz topraklarında yaşattığı acıyı hatırlamak için o günlere göz atmakta fayda vardır. Dış güçlerin yurttaşlarımıza ve barışa müdahalesini, insanlarımızı kandırmalarını United Telgraph muhabirine verdiği ve Hâkimiyet-i Millîye’de yayınlanan demecinde Atatürk şöyle anlatıyordu; . “Avrupa ve Amerika kamuoyunca, aşağıdaki gerçeklerin bilinmesini…
Yurtta Sulh Cihanda Sulh
Yurtta Sulh Cihanda Sulh (Uzun yazı, okuma süresi; 16 dakika, 2652 kelime) Atatürk, savaşırken civar ülkelerle, savaştan sonra savaştığı düşmanları ile dahi, barışı savunmuş, bağımsızlığa kast eden düşmana karşı verilenler hariç toprak temini vs. gayesiyle yapılan tüm savaşları cinayet olarak tasvir etmişti. Hiçbir ülkenin topraklarında gözü olmadığını ancak Misak-ı Milli sınırlarından taviz verilmeyeceğini dost ve…
Atatürk’ü çocuklara nasıl anlatmalı?
Atatürk hepimizin Ata’sı, Cumhuriyet’imizin kurucu önderi, Başöğretmenimiz, Başkomutanımız, İlk Cumhurbaşkanımız… sevdamız. Mucize başarılara imza atmış, tüm dünyanın saygınlığını kazanmış, halkının sevgilisi, mazlum uluslara umut olmayı başarmış örnek bir lider. Aramızdan ayrılışının neredeyse bir asır sonrasında bile Milletine hala ışık, umut ve fikir olabilen dev lider. Ruhu şad olsun, nur içinde yatsın. O’nu çok seviyor ve özlüyoruz….
Atatürk’ten uzaklaşılan her yeni yılda …
(Okunma süresi; 13 dakika, 2038 kelime) İnsanların ne dediğinden ziyade ne demediğine bakmak gerekir bilhassa siyaset ve dinde! Kabuğu kırmak fıtratın bir diğer anlamıdır. Kabuklarınızı kırın, başınızı göğe kaldırın, kumdan çıkın. Size tüm öğretilenler birer kabuk. Bu elbiseler sizin değil, Kılıf içinde yaşatılıyorsunuz. Algılarla yaşatılıyorsunuz. Bir hafta medya kullanmayın, alışkanlıklarınızı onlar belirliyor. Uzaktan komuta ediliyorsunuz….
Atatürkçü gençliğe ve eğitimcilere düşenler
(Uzun yazı, okunma süresi; 25 dakika, 4145 kelime) Muallime öğretmen dediğimizde kazanmıştık, hoca demeyi kabul ettiğimizde tüm kazandıklarımızı kaybettik. Selam’ı, Selamünaleyküm’le değiştirdiğimiz anda da kaybettik. Bayan veya hanımefendiyi kadın’la değiştirdiğimizde de. Hep ve sürekli kaybettik. Sevda’ya aşk, hatun’a eş, vatan’a ülke, Cumhuriyet’imize demokrasi dediğimizde kaybeden hep biz olduk. Andımız’a ırkçı dediler ses edemedik, Milli Marşı’mızı…
Atatürk’süz bir Türkiye olamaz
(Okuma süresi 49 dakika, 8061 kelime, uzun yazı) Önce Mustafa, sonra Kemal, sonra gazi, mareşal başkomutan ve başöğretmen, ve nihayet Atatürk olan bu asil kahraman aynı zamanda Türk’ün makus talihinin kurtarıcısıydı. Bozkurt misali halkını yokluğun kıyısından bereketli yarınlara taşıyan Atatürk destansı kahramanlık öyküleriyle dünyayı kendisine hayran bırakırken, vefatıyla da yasa boğabilen, ülkeler tarihine dünya lideri,…
Hz. Peygamber’in ve Atatürk’ün davası
Oksijen hem yaşamamız için şart, hem fazlası öldürücü olandır. Ateş hem yakar hem kışın evlerimizde içimizi ısıtır. Karanlık kötü ve korkutucu ama rahat uyumamız için lazımdır. Yani hayatta her şey olması gerektiği yer ve şekildedir. İnsan tüm bu mucizevi hazırlığın baş konuğu ve esas oğlanıdır. Hayatın her sunuşunu olduğu gibi kabul edip, bu kutsal ahenge…
Türklük dünyanın dengesidir
Atatürk ile dünya bir dengeye kavuşmuştu. Sadece Türklük değil, medeniyette nefes almış, yanlışlarını görmüş, savaştan ziyade refaha ve tekamüle yönelmenin şansını yakalamıştı. O vefat edince denge üç yıl yıl kadar devam etse de yeniden bozuldu. Kanlı II. Dünya savaşı yaşandı. Hem de ilkinden çok daha acımasız ve sinsi. Türklük tarih boyu dünya dengesiydi. Bölgesel güç…
Atatürk ile kimleri ve neleri yendik?
Yıl 1922… Türkiye, emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık savaşını kazanmış, sıra zaferin Lozan’da tesciline gelmişti. Yaklaşık 8 ay boyunca süren müzakerelerin tıkandığı bir noktada, Lord Curzon İsmet Paşa’ya şöyle demişti: “Konferansta bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi; makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın, kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu…